Aşık Yarebülbül

Yaşamı ve Şiirleri
Güldikeni Yayınları
1. Baskı,  2002
13 x 19,5 cm, 372 Sayfa

Çocuk denecek yaştan itibaren bağlama çalıp şiir yazmasına rağmen, yetiştiği ortam ve öğrendiği inanç gereği şan, şöhret, makam, mertebe gibi ön plana çıkma düşüncesinde hiç olmadı. Bu gibi şeyleri hiç önemsemeden, onlara ilgi duymadan kendi halinde sadece kendi çevresindeki muhabbet meclislerinde çalıp söyledi. Başka yerlere gitme, şehir şehir dolaşma, sanatçı çevreleriyle tanışma, gezgin aşıklara, ozanlara, konserlere katılma, şiirlerini deyişlerini (kendi şehrindeki mahalli gazete hariç) gazetelere dergilere gönderme olanağı ve fırsatı hiç bulamadan bugüne geldi. Aşık Yarebülbül’ün deyişlerinde, göreceğiniz gibi önemli bir ustalık var.
Babasının köyün ileri geleni ve daha önemlisi, bilgili oluşu, evlerine gelip giden dede ve bilge insanların çok oluşu, Yarebülbül’ü etkilediğinden, bulunduğu ve yetiştiği ortamın kültürünü benimseyip iyi öğrenmiş zamanla da çevresine kendini kabul ettirmiştir.
Yarebülbül’ün öğrencisi ve örnek alan bir kişi olarak, onun şiirleri ve yaşamı üzerine böyle bir çalışmaya yönelmek ve bir kitap olarak ölümsüzleştirmek, insanlara ulaştırmak benim için sonsuz bir gurur kaynağı.
Ancak herşeye karşın onunla ilk karşılaşmamızdan 25 yıl sonra bu çalışmaya başlamak olanaklı oldu.
Yarebülbül, şiirlerine isim vermemişti. Şiirleri geleneksel halk şiiri kurallarına göre adlandırdım. Bu kitaba hazırlamaya, Yarebülbül’ün şiirlerinin bir bölümünü içeren ve kendi elyazması bir defteri temel alarak başladım. Buna uzun yıllara dayanan ilişkimizi ve öteki notları da ekleyerek kitabı son haline getirdim.
İlk dönem şiirleri, »Sungurlu’nun Sesi« adlı yerel gazetede yayımlandı. Onun dışında »Bal Çiçekleri« (1995) ve »Alevilikte Ön Bilgiler ve Cem-Zakirlik« (1998) adlı kitaplarımda, bazı bilgiler verip birkaç şiirlerinden örnekler yayınlamıştım. Şimdi ise yalnızca Yarebülbül kitabı oluşturmanın onurunu taşıyorum.
Yarebülbül ilk defa duyulan bir isim, duymaya alışageldiğimiz isimlerden de farklı.

Merhaba


Eksiğini tamaldıp da 
Bitirenlere merhaba
Er meydanına girip de
Oturanlara merhaba

Bin mana verip birşeye
Çünkü hak ademde diye
Canını dosta hediye
Götürenlere merhaba

Hakka bağlayıp bendini
Tutup ikrarı andını
Aşk meydanında kendini
Yitirenlere merhaba

Akıl erdirip de gize
Erip ademdeki öze
Nefsine hükmedip söze
Yatıranlara merhaba

Yarebülbül fani alem
Aşk ehlinde arzu elem
Güzel dosttan sevgi selam
Getirenlere merhaba

Var Dediler


Anamın rahminden düştüm zemine
Feryat figan ettim zar var dediler
Değinceğiz on dört on beş demine
Mecazi sevdada nar var dediler

O aşkın narına yandım yakıldım 
Gahi figan ettim gahi de güldüm
Şükür bir insani çizgiye geldim
Sen seni bilirsen kar var dediler

Anladım hak sözün manası nedir
Adem büyük hüda herşeye kadir
Birliğe yetmenin mümkünü budur
Elele el hakka pir var dediler

Arıtıp sen seni olursan safi
Senden razı olur erenler şahı
Hakkı uzaklarda arama yahu
Allah kulu ile birdir dediler

Yarebülbül biz gelmişiz bir soydan
Sakın ha ayrılma insani huydan
Bize dediler ki boş değil meydan
Mansur meydanıdır dar var dediler

Var mı 1


Göz nedir gönül ne can ne canan ne
Say bakalım gönül bildiğin var mı
Mezhep ne kitap ne din ne iman ne
Ademden bir ibret aldığın var mı

Neye aşık oldun aşkı bildin mi
Bülbül gülün müdür gül bülbülün mü
Yolun mu evladır yoksa halın mı
Acep itilafta kaldığın var mı

Kimden ne öğrendin kimdir üstadın
Hakta muradın ne neler istedin
Kime yar diyorsun kime dost dedin
Ser verip yolunda öldüğün var mı

Yarebülbül’üm der insanlık baki
Boşuna arama havada hakkı
Var ademin aslı olmuyor yoku
Kuru gölden kabın dolduğu var mı

Etmez


Ben nasıl biriyim diyeyim size 
Kabul eden eder etmeyen etmez
Gerçeği söylerim gülemem yüze
Kabul eden eder etmeyen etmez

Hüda bende gören bende kör bende
Gül bendedir bülbül bende har bende
Allah bende Musa bende Tur bende
Kabul eden eder etmeyen etmez

Dükkanımda kumaşta var bezde var
Kalp evimde derem tepem düz de var
Seveceksem bacı avrat kız da var
Kabul eden eder etmeyen etmez

Acı bende Lokman bende yara ben
Emr-i haktır düştüm ah u zara ben
Hem mutluyum hem de bahtı kara ben
Kabul eden eder etmeyen etmez

Ben Yarebülbül’üm yari üzmedim
Kimsenin peşinden kuyu kazmadım
Dalkavukluk için şiir yazmadım
Kabul eden eder etmeyen etmez