Işık Sevdası

Şiir
KaraMavi Yayınları
1. Baskı,  2017
12,5 x 19,5 cm, 192 Sayfa

İnsanlar sohbet ortamlarında, konusuna göre düşüncelerini, görüşlerini belirtirler. Ancak çoğunlukla bir süre sonra konuşulanlar unutulur, uçup gider ve akılda kalmaz.

Şairler, ozanlar, yazarlarsa hemen her konudaki görüş ve düşüncelerini yazıya dökerler.

»Söz uçar yazı kalır,« anlayışıyla kalıcılığı sağlanmış olur.

Okurları, onun yazdıkları konudaki düşüncelerini yazdıklarından öğrenebilir, değerlendirebilirler.

Daha önceki asırlarda yaşayan şairler, ozanlar, hikaye anlatıcıları eserlerini kitaplaştırma olanakları bulamadılar. Sözlü aktarımları, anlatımları zamanla azalarak günümüze çok azı gelebildi.

Ben de belki birilerine fikir verir, birilerinin düşüncelerine katkı sağlar, birilerinin görüşlerini değiştirir diye doğrularımı şiirleştirip birçok konulardaki görüş ve düşüncelerimi kendimden sonra ilgilenenlere bırakabilmek adına kitaplaştırmak istedim.

Bilimsel olarak da, inançsal olarak da varoluş, ışıkla başlar. Kuranda, »Allah, göklerin ve yerin nurudur,« diye ayet var. Nur ışıktır. Bilimsel olarak ise »Büyük Patlama« kabul görür. Patlayan da ışık kütlesidir.

Öyleyse her şey ışıkla başlıyor. İşte bunun için Işık Sevdası.

Işık aydınlıktır, ışık aydınlatıcıdır.

Işık bilgidir, ışık bilgilendirendir.

Işık sıcaklıktır, ışık sevgidir.

Bu anlamda tabiatta her varlığın ışığa gereksinimi vardır.

İnsanların geleceği, dünyanın yarını aydınlıkla, bilgiyle, sevgiyle, yani ışıkla güzel olacak.

Orhan Bahçıvan

Orhan Bahçıvan'ın
"Işık Sevdası" üzerine düşünceleri

Zincirleri Kıran Ozan Gürnai Doğan!

Işığımız Çerağımız
Tutuştu yandı bağrımız
Boy verdi can budağımız
Dalında ışık sevdası
Ayrıntılar...

Gel Sen de Gel


Dünya güzel olsun diye
Barışa gel gel sen de gel
İnsanları candan sevip
Sarışa gel gel sen de gel

Öğrenip sevgi ekmeyi
Herkesi dostça çekmeyi
Kine kibire tekmeyi
Vuruşa gel gel sen de gel

Açılmasın hiçbir yara
Dert olmasın analara
El ele ver mutlulara
Karışa gel gel sen de gel

İş yapalım yararlıca
Göğüs gerip gururluca
Yaşar iken onurluca
Duruşa gel gel sen de gel

Sevgi sardı sinesine 
Gürani Doğan der yine
Toplumların birliğine
Varışa gel gel sen de gel

Zamanla


Gurbet diye geldik sılaya döndü
Buranın yerlisi olduk zamanla
Kendi yerimize yabancı olduk
Alıştık yerleştik kaldık zamanla

Çoluk çocuk oldu oda yetmedi
Emmi dayı geldi geri gitmedi
Vizeler yasaklar fayda etmedi
Birer birer geldik dolduk zamanla

Doğduğum yerde de doyumluk gerek
İkiye bölündü bendeki yürek
Bizim oralardan iyi diyerek
Buradan mülk dahi aldık zamanla

Gavur yurdu dedik orda çalıştık
Yunanlıyla Çinli ile karıştık
Başka kültür idi ona alıştık
Gurbette yurt dahi bulduk zamanla

Hergün değişiyor elbet durumlar
Gelecekte nerde yaşar torunlar
Gürani Doğan’ım gelir yarınlar
Biz nerede idik n’olduk zamanla

Savunuyorum


Kainatta olan tüm canlıların
Yaşama hakkını savunuyorum
Biri birlerine zarar vermeden
Yaşama hakkını savunuyorum

Hiç kimse kimseye etmesin hile
Dostça geçinsinler adalet ile
Dünya dar gelirse uzayda bile
Yaşama hakkını savunuyorum

Mandalar timsahlar yüzsün suyunda
Yılan yattığında kış uykusunda
Balıkların suda farenin unda
Yaşama hakkını savunuyorum

Hiçbir şey bir şeye olmasın kinde
Dostluğu kursunlar kendi içinde
Baykuşun viranda ayının inde
Yaşama hakkını savunuyorum

Bulunsun sebebi her ağrıların
Korunsun hakları şu doğruların
Anaları ile tüm yavruların
Yaşama hakkını savunuyorum

Dedim canlılara el ele sarın
Ne varsa ortaktır her şey onların
Karanlıkta gezen karıncaların
Yaşama hakkını savunuyorum

Etmek istemem ki yarından kaygı
O yüzden her şeye gösterdim saygı
Gürani Doğan’da insanca duygu
Yaşama hakkını savunuyorum

Beyefendi


Beyefendi sizi şöyle kenara
Alalım diyoruz aldırmıyorlar
Çok davul çaldınız birazda biz saz
Çalalım diyoruz çaldırmıyorlar

Kurtlar serbest gezer bekler kuzuyu
Koyunlar seziyor acı sızıyı
Kader dediğiniz kara yazıyı
Silelim diyoruz sildirmiyorlar

Saymak ile bitmez benim sorunum
Pusludur görünmez gelen yarınım
Babam çok ağlamış benle torunum
Gülelim diyoruz güldürmüyorlar

Fitnelik etmesin elin çakalı
Gül yetişsin bitsin dikenli dalı
Ne olacak böyle dünyanın hali
Bilelim diyoruz bildirmiyorlar

Gürani Doğan’ım n’olur halimiz
Derdimizi söyler sazla dilimiz
Siz çekilin yeter birazcık da biz
Gelelim diyoruz geldirmiyorlar

Edebilsek


Bir tadı düzeni olur dünyanın
Kuzuyla kurtları dost edebilsek
Gerçekle karışır rüyanın zevki
Devayla dertleri dost edebilsek

Aşk gelir gönüle benlikler söner
Kurnazlık fesatlık saygıya döner
Sevgi düşmanlığı kibiri yener
Mazlumla sertleri dost edebilsek

Güzellik oluşur hata görülmez
Kediye zevk için fare verilmez
Elin emri ile el sömürülmez
Yabanla yurtları dost edebilsek

Anlarız yankıyız yaratan tekten
Geçeriz cennetten huri istekten
Günahlar sevaplar silinir kökten
Ölenle artları dost edebilsek

Gürani Doğan’ım bu nasıl olur
Anlayan sözümden dersini alır
Herkes birbirine sevgiyle varır
Türklerle Kürtleri dost edebilsek