Bal Çiçekleri
Akdeniz Kitabevi
1. Baskı, Antalya, 1995
12,5 x 19,5 cm. 296 sayfa
Bu Kitapta Anadolu Halk Aşıkları geleneği zincirinin günümüzdeki halkalarından bir demet bulacaksınız,bu demetteki kişilerin hepsi Almanya‘da işçi olarak bulunan kişilerden oluşmakta,ve hepsi kültürümüzü,geleneğimizi sürdürme çalışmaları içerisindeki kişiler,hemen bir çoğunu Türkiyeden gelen işçiler tanıyorlar yada,hepsi kendi bulunduğu çevrede tanınan kişiler.
Elbette başka bir Devlet, başka bir toplum,başka bir kültür içerisinde,İnsanların kendi kültürünü devam ettirmesi zor bir olay, ama bizlerin insan sevgisine dayanan öyle güzel bir kültürümüz varki; bırakmak ne mümkün,çünkü; bizlerin sürdürmek istediği kültürü başka devlet insanlarınıda kucaklıyor. Hacı Bektaş Veli ''Hiç bir kimseyi ve hiç bir milleti ayıplamayınız'' diyor, bizlerde Hacı Bektaş Veli felsefesi ışığında hoş görüyle,bütün herkese bir gözle bakma anlayışıyla herkesi kültürümüz içinde barındırabiliriz.
Kitaptaki eseri olan kişiler,Anadolu Alevilik Bektaşilik kültürü anlayışı içinde,tasavvuf çizgisin de;bütün ülkelerin dostca,bütün insanların kardeşçe,barış ve birlik içerisinde yaşamaları emelindedirler,zaten eserlerinden anlaşılıyor.Birlik dediğimiz zaman,beraberlik,beraber olmaktan öte,
Aşıklarımız; Tasavvuf anlayışındaki birliktende bahseder.
Tasavvufta; teklik vardır, yani -vahdet-i vücut.-
Mevlana diyor ki;'' Sen ben de ve ben sende beliririz, ve saklanırız, İkimiz arasında benle sen yokuz''. Yok olmak tasavvuf ehlinde, Hakikat kapısının son merhalesidir, Hak ile Hak olmaktır.
Gene Mevlanadan;
Dostu kapıyı vurana;
----Kim o? deyince,
İçerdeki,
----Ey gönül bahçesindeki sevgili sensin, diye karşılık verir
Dostu,
----Ey ben ,mademki bensin, öyleyse gel içeri gir,zaten bu evde iki kişiyi alacak yer yok, dedi.
Burada iki kişi bir oluyorlar, normalinde biz diyecekler, ama normal üstü olduğu için,''tek''olu- yorlar.
Ben bu Kitaba böyle bir tekiğe çok yakın bir anlayışla başladım, bütün bu kitaptaki dostlarımın bana sonsuz güveni ve inanması, o teklikten başka bir şey değil.
Deyişleri olan arkadaşlarımın, dostlarımın eserlerinin, karalama defterlerinde deyişlerinin kay- bolup gitmesi mümkün değil, yıllar sonrada olsa, eserlerini ortaya çıkaracak kişiler olacak elbet, ben onları teşvik edici bir unsur misali, edebiyatçılara, sanatçılara; ‚‘‘Buradada demet gül var bu güllerdede bal var, bunlarıda farkedin, bunlardanda haberiniz olsun‘‘ dercesine,ortalığa çıkarma ya çalıştım.
Değerli kişiler olarak zaten çevrelerinde biliniyorlar, seviliyorlar, ama ben genede okuyuculara tanıtmak ve kısada olsa bu kişiler hakkında bilgi vermek amacıyla, öz geçmişlerini yazmaya çalıştım.
Bazı arkadaşların şiirlerini de kitabın sonuna gene onlardan bahsetmek amacıyla ikişer tane örneklemek için aldım.
Diğer yandan, bütün dünya halklarını birliğe, beraberliğe, barışa çağırırken bizler neden birbirimizin deyişlerini halka ulaştırmakta yardımcı olmayalım? Bütün sanatçılar eserlerinin halka ulaşmasını isterler, özellikle Halk Ozanları, adı üstünde Halkın Ozanı, eserlerini halk için yazar, halka ulaşmasını ister.
Bu kitaptaki değerli dostlarımın her biri Almanya nın çeşitli yerlerindeler.
Başlarken belirttiğim ‚‘‘ Bu Kitapta Anadolu Halk Aşıkları geleneği zincirinin günümüzdeki halkalarından bir demet bulacaksınız,‘‘ demiştim. Hemen hepsine örnek olarak. 2009 yılında trafik kazasında kaybettiğimiz Aşık, Zakir, Hüseyin Ürün’ü örnek olarak buraya alıyorum.
HÜSEYİN ÜRÜN
HASRETİM
Bülbül güle hasret, ben de vatana
Niyaz ederim, Sapağan sultana
Bülbül güle hasret, ben de vatana
Sapağan ın suyu tatlı,önü taş
Elemin ismi oldu altın baş
El ele verip bir olak kardeş
Bülbül güle hasret ben de vatana
Doruktan baktım Çorum eline
Hasret kaldım dikenine gülüne
Sevgim vardır elbet bütün köyüme
Bülbül güle hasret, ben de vatana
Bahar geldiğinde güller açılır
İkrarından dönen dara çekilir
Büyüklere saygı hürmet edilir
Bülbül güle hasret, ben de vatana
Senir kayadan seyret ovayı
Al yeşil görünür, dağıyla bağı
Deşdiyada akan o güzel suyu
Bülbül güle hasret, ben de vatana
Altın başın güzel taşı toprağı
Bahçesi bağı yeşil yaprağı
Uğrak yeri erenlerin durağı
Bülbül güle hasret ben de vatana
Uzak kaldım vatanımdan ilinden
HÜSEYİN bırakma köyünü dilinden
İçeyidim sapağanın güzel suyundan
Bülbül güle hasret ben de vatana